28 Mart 2012 Çarşamba

En sevdiğim balık sazan artık...Tombul kuşlarım benim :)

okuma bayramı

Bir insana çocukken bu yapılmamalı.Okuma bayramında japonca şarkı söyleyecen diye kandırılmamalı o çocuk.Ne güzel bütün herkese hava atmıştım ben japonca biliyorum diye,japoncayı bir haftada öğrendim diye..En azından dile yeteneğim varmış demek diye düşünmüştüm sonradan.... ama oda yokmuş..Yeteneksizim,yeteneksizim,yetekensizim

27 Mart 2012 Salı

Kaybetmekten korkma.Birşeyi kazanmak için bazı şeyleri kaybetmelisin.Ve unutma,kaybettiğinde değil vazgeçtiğinde yenilirsin...

19 Mart 2012 Pazartesi

işte bu

Buna binmek istiyorum çok istiyorum çokkkk :)
Dünyanın en korkunç treni @Japonyaa....


14 Mart 2012 Çarşamba

başarılı

Bu kremi Bim'de gördüm...Güvenemedim ama alıp bi deneyim dedim. Sadece 9,90TL ve çok başarılı...nemlendirici olarak kullanılabilir...

Kırışıklıkların ve çizgilerin görünümünü azaltmaya,sivilce ve lekeleri düzeltmeye,ciltte pürüssüz bir görünüm sağlamaya,ton farklılıklarını gidermeye,solgun ciltlerin ışıltı kazanmasına,geniş gözenekleri ve siyah noktaları gidermeye yardımcı....





13 Mart 2012 Salı

çok tırstım çok

Dessksha nedir ?
Sanskritce bir kelime olan deeksha kendini adamak, inisiyasyon ve kutsamaktır. Kalp cakra ciceklenmesi, tanrisal bilince ulasmak ve aydinlanmaya giden bilinc seviyesine ulasmayi kolaylastiran, beyinde nero-biyolojik degisim yaratan kadim bir ilahi enerji transferi yontemidir.
Yalannnn...Aşağıdakilerin %90'ını bende olmadı wallaaa.Sadece para verip korktummm o kadar...Korkmak istiyorsanız deneyin,farklı bir deneyim :)



  • Büyük bir hafifleme, genişleme, özgürleşme ve çakralarda açılma hissedebilirsiniz.
  • Bedensel hareketlerinizde geçici bir yavaşlama olabilir
  • İlk günlerde kafanıza saplanan birkaç saniyelik ağrılar, baskılar, uyuşmalar veya yanmalar olabilir, tepe çakranızın adeta oyulduğunu ya da kafanıza bir enerji çemberinin geçtiğini hissedebilirsiniz
  • İlk günlerde ayaklarınızdan yukarı çıkan bir yanma hissedebilirsiniz, bedensel ısınız artabilir ya da tam tersine zaman zaman yoğun bir üşüme hissedebilirsiniz.
  • Geçici olarak zihinsel bir yavaşlama hissedebilirsiniz (ve bu size büyük bir rahatlık ve keyif verebilir).
  • İlk günlerde uykularınız artabilir ya da azalabilir. Rüyalarınız çok canlanabilir, korkulu rüyalar ya da geçmişteki olayları da görebilirsiniz. (Temizlenme süreci rüyalarda da devam edebilir.)
  • Alnınızda, üçüncü göz bölgenizin aktive olduğunu, gözlerinizin seyirdiğini hissedebilirsiniz.
  • Eğer kullanıyorsanız, içki ve sigaraya karşı duyduğunuz ilgi azalabilir.
  • Eğer yiyorsanız, hayvani gıdaları eskisi gibi canınız çekmeyebilir, onun yerine sebze ve meyveye ağırlık verebilirsiniz.
  • Aşırı TV seyretmek, aşırı konuşmak, aşırı yemek yemek, aşırı düşünmek gibi aşırıya kaçan davranışlarınızın dengelendiğini, daha çok kendi merkezinizde kaldığınızı görebilirsiniz.
  • Geçmişten beri içinize bastırmış olduğunuz duygusal şarjlar boşalmaya başlayabilir ve öfke, üzüntü patlamaları yaşayabilir, bol bol ağlayabilir ve giderek acı verici duygulardan arındığınızı hissedebilirsiniz.
  • Ayrıca büyük bir huzur, nedensiz sevinçler duyabilir, kendinizi eskisi gibi yalnız hissetmeyebilirsiniz.
  • Olayları giderek daha sakin bir biçimde, bir tanık gibi izleyebilirsiniz. Olaylar ve kişiler karşısında eskisine kıyasla daha sakin, sabırlı, rahat olabilir, ancak kendinizi daha korkusuzca ve güvenli bir biçimde ifade edebilirsiniz.
  • Yaşamınızda eşzamanlılıklar artabilir, işleriniz engelsizce akabilir, yeni olanaklarla ve fırsatlarla karşılaşabilirsiniz. İstekleriniz çok daha hızla ve kolayca gerçekleşebilir.
  • Zihniniz çok daha berraklaşabilir, her şeyi çok daha net ve geniş olarak görebilirsiniz.
  • Ruhunuzla daha çok ilişki kurduğunuzu hissedebilirsiniz.
  • Yaratıcılığınız artabilir.
  • Şifa gücünüz artabilir.
  • Hissetme düzeyiniz artabilir.
  • Telepati gücünüz artabilir, insanların düşüncelerini, sözlerinin ardındaki niyetlerini daha keskin bir biçimde algılayabilirsiniz.
  • Aldığınız iç görüler, algılamalarınız ve gözlemleriniz artabilir, yaşama bakışınız değişebilir.
  • İllüzyonun illüzyon olduğunu, Matris’i daha net bir biçimde görebilirsiniz.
  • Kalbinizin daha çok açılması sonucunda her şeye karşı daha fazla sevgi hissedebilir ve bu sevginin verdiği coşkuyla ağlayabilirsiniz.
  • Düşünceler eskisi gibi sürekli gelip giderek sizi rahatsız etmeyebilirler, kafanıza hiçbir şeyi takmayabilir, giderek daha çok içinde bulunduğunuz anda yaşayabilirsiniz. Her an zihnin baskısıyla bir şeyler yapmaya zorlanma durumunuz sona erebilir, sadece içinde bulunduğunuz anı yaşamaktan zevk alabilirsiniz.
  • Giderek yaşadığınızı çok daha fazla hissedebilir, yaşamdan çok daha fazla zevk alabilirsiniz. - Tüm duyularınız size giderek çok daha fazla zevk verebilir. Bu arada duyularınız keskinleşebilir de.
  • Bu arada "Aydınlanma Fenomeni" adlı kitapta belirtildiği gibi, bilinçaltınızın içeriklerinin ortaya çıkarak temizlendiği dönemlerde "ruhun karanlık geceleri" dediğimiz var oluşsal anlamsızlık, boşluk, umutsuzluk, sıkıntı anları da geçirebilirsiniz.
  • Bazen fiziksel rahatsızlıklarınız ve hastalıklarınız iyileşebilir. (Örneğin, dikşadan sonra kolesterol ve şeker düzeyinizin, kan değerlerinizin normale döndüğünü görebilirsiniz.)
  • Eskisine kıyasla çok daha güçlü ve enerjik olabilirsiniz. Hastalıklara karşı bağışıklığınız artabilir.
  • Kendinizi, egonuzu, özdeşleşmelerinizi, kişiliklerinizi çok daha berrak bir biçimde gözlemleyebilirsiniz.
  • Verimli olmayan ilişkilerden uzaklaştığınızı görebilirsiniz.
  • Teslimiyet duygunuz, evrene ve Tanrı'ya olan güveniniz artabilir. Gerçekten korunduğunuzu hissedebilirsiniz.
  • Giderek her şeyle aranızda ayrılığın azaldığını, her şeyle daha çok bir olduğunuzu, her şeyin olduğu gibi mükemmel olduğunu hissedebilirsiniz.

8 Mart 2012 Perşembe

kadın olmak...



















   8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı.
   26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
    İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921'de Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda gerçekleşti. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960'lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde de anmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi.        
    Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul etti. Birleşmiş Milletler'in sitesinde günün tarihine ilişkin bölümde, kutlamanın New York'ta ölen işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştır.

Kadına karşı şiddet ve 2007 itibariyle dünya geneli veriler şöyledir:
  • Kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan suçtur.
  • Tahminlere göre 113 ile 200 milyon arasında kadın demografik olarak “kayıp” (yok) görünmektedir. Ya doğar doğmaz öldürülmüşler (erkek çocuğun kız çocuğa tercih edilmesi) ya da erkek kardeşleri ve babalarıyla eşit derecede gıda ve tıbbi olanaklara ulaşamamışlardır.
  • Fuhuşa zorlanan ya da bunun için satılan kadınların sayısı yılda 700.000 ila 4.000.000 arasındadır. Cinsel kölelik düzeninden elde edilen kazançlar yılda tahminen on iki milyar dolardır.
  • Küresel olarak, on beş ile kırk beş yaş arası kadınlar, kanser, sıtma, trafik kazaları ve savaşlardan daha ziyade, erkek şiddetinin sonucu hayatını kaybetmekte veya sakatlanmaktadır.
  • En az üç kadından biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da hayatı boyunca başka türlü suistimal edilmiştir (tecavüz, kötü davranış). Genellikle, suistimal eden kişi aileden bir üye ya da kadının tanıdığı bir kimsedir. Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ne olursa olsun kadınlara karşı en yaygın suistimal şeklidir.
  • Dinsel, kültürel vb. nedenlerle yılda iki milyondan fazla kız çocuğunun genital organlarına hasar verilmektedir . Bu oran, 15 saniyede bir kız çocuğudur.
  • Sistematik tecavüz yeryüzündeki birçok çatışmada bir terör silahı olarak kullanılmaktadır. Ruanda soykırımı (1994) esnasında 250.000 ila 500.000 kadının tecavüze uğradığı tahmin edilmektedir.
  • Araştırmalar, kadına karşı şiddet ile HIV virüsü arasında yükselen bağlantıyı göstermekte ve HIV bulaşmış kadınların daha fazla şiddete maruz kaldıklarını, şiddet kurbanlarının da HIV bulaşma risklerinin daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.

6 Mart 2012 Salı














Kuzu artık beni istemiyor hatta benden nefret ediyor....Sesimi duymak istemiyor,yüzümü görmek istemiyor,hiç mi özlemiyor? Hem bu kadar çok severken hem de bu kadar çok nasıl istemez? oysa  o benim biricik kara kuzm ve hep öyle kalacak...Ben bu kadar çok üzülürken bensiz hayatına hiçbirşey yokmuş gibi nasıl devam edebiliyor?Kuzular böyle olmazki..Biliyorum su an içinden geçenleri ama olabilir,herşey olabilir...Hiç mi merak etmiyor? Ben hemen ertesi gün ararken,gel diye cagırırken ? Olsun herseye inat ben yine de  onu   sevmeye devam edicem ve hep iyi olmasanı istiycem...
Dönüp bakıyorum geçmişime ..Sadece iki renk hatırlıyorum.Kırmızı ve siyah.Kanın beynimi işgal ettiğine kanıt olan kırmızı gözlerim.Ve her cinayetimden sonra unutabilmek için karşımda devrilen adamı ,başımı çevirdiğim siyah toprak...Kırmızı zevkin,siyah acının rengi.Ben ikisiyle boyadım zihnimi.Bilmiyorum..Kimse bilmiyor..Ben ne yapıyorum?Eğer bir kerpetenle çekilseydi dişlerim belki vermezdi bu kadar acı.Ama yavaşta olsa farkına varmak aslında hiçbirşeyin değişmediğinin,canımı yakıyordu sanki bir terzinin iğnelerini yutmuşum gibi..

5 Mart 2012 Pazartesi

Tanrıya inandırmak daha kolay olmamalı!Ruh yapımız bizi zorlarken ya da gölgemiz bizi takip ederken kendinen kaçamazsın sadece kendinden.Kalk ayağa ve bağır..Bunu ben hep yaparım.Sana unut demiyorum silmede ama bende senin gibi yaptım ve anladığım tek şey geçmişi geçmişe gömmek oldu.Sabah uyanınca gece olunca seni düşünmek güzel...Bu büyüyü hiçbirşey bozamaz.Yardım edebilsem  keşke...ama sana koşarak geliyorum bunu bil...Farkındamısın yıllardır birlikteyiz ama büyüsü bozulmayacak..Seni dinlemek gözlerinde mahzende şarap aramak gibi.Acı olacak olmak zorunda, vücudunda kırmızı atan şeyi sök ozaman,yapamazsan o zaman orda bir zindanda hapset.Karanlık bir sokaktan geçtiğindeki korku  ya da bir hediye aldığında ki mutluluk...Asi ve güçlü ,hepsi biziz.Asıl ben seni tanrıya inandırdım mı?Hiçbirşey bilmeden oldu ,umudunu kaybetme  asla.. ruhum yanında unutma zorluk aşılır ama bazen bende şaşırıyorum içinde bana karşı birden bire doğabilen o nefrete,öfkeye...Benim  sevgi tarifimde yok böyle birşey.